GALATASARAY:4 - Kasımpaşa:1

Bugün farklı,değişik bir kazanma hırsıyla,arzusuyla fenerin İ.B.B'ye yenilmesinin de vermiş olduğu neşeyle geldik tribüne ve gelir gelmez farkettim bir değişiklik vardı bugün,farklıydı birşeyler..Kuruluş amacımız olan "Türk olmayan takımları yenmek" hedefi elimizden alınmış,sadece ve sadece lig şampiyonluğu ile yetinmek zorunda kalan bir camia haline gelmiştik.Fakat bu maçta Perşembe günü golü yedikten sonra hemen kapılara koşan defolu, davetiye,sponsor bileti taraftarları değil tribünlerin gerçek taraftarları vardı Hell'de...

İyi gün dostlarının doldurmadığı bir tribün vardı bugün..Hepsinden önce oradan başlamak gerekir.Ve biraz da hangi ruh halinde olduğumuzun özetiydi bu maç.


Maç başlamadan yaz sonundaki coşku görülüyordu insanların yüzünde,liderliğin vermiş olduğu rahatlık takıma inanışla ve üstüne de en yakın rakibin puan kaybıyla birleşince zaten maç başlamadan orada olan herkes Kasımpaşa'nın buradan puan çıkaramayacağını anlamıştı.


İlk dakikada kendi kendini imha eden bir gol yememizle birlikte takımın fitili de ateşlenmiş oldu.Neill durum 0-0 iken muhteşem temizlikte 2 müdahele ile takımı strese girmekten kurtardı ve hiç sakatlanmayan ama en verimli döneminde sakatlanacağı tutan Sabri daha önceki yazılarımda yazdıklarımı haklı çıkartırcasına Keita'yı oynatmaya başladı..Arkada problem olmadığını Farkeden ofans ta daha rahat top kullanmaya,96-00 dan beri belki de ilk defa bu kadar önde,devamlı ve sıkı pres yapmaya başladı.Ortada aksayan sadece Ayhan vardı,ama bu form durumundan değil artık yıllardır süregelen oyun mentalitesinin değişimi kabul edememesinden kaynaklanıyor,bu adam böyle yani kabul etmemiz gerekiyor.Eğer Ayhan oynuyorsa ortada,böyle oynayacak bunun bilincinde zaten bizim gibi çoğu taraftar.


Ama dedim ya bugün 9 kişi de kalsak,0-2 mağlup duruma da düşsek bu maçı çevirebilirdik.Bu Taraftarın takımla bir bütün olduğu o ender maçlardan biriydi,benim açımdan da son 5 sene de seyrettiğim en güzel tribündü.Yo yanlış anlamayın diğer maçlardaki performansın kötülüğünden kaynaklanmıyor bu,ama bu maç başkaydı.Neşeli ve sürekli baskı kurmasını sağlayan çoğunlukla da içinde "saldırın" kelimesi geçen tezahüratlar ve bence çok önemli bir ayrıntı olan maç başlamadan önce takımın çağırılıp "Yenilsen de yensen de taraftarın seninle,üzüntünde sevincinde seninle birlikte" haykırışı bizim kapalıdan mesajımızı başta Kaptan olmak üzere bütün takıma hissettirdi.


Arda bugün inanılmaz oynadı,gol ve asis olarak değil yaptığı hücum pres ve baskı olarak.Haftaya maçın Pazartesi olması Eskişehir deplasmanını bekleyen bizleri hayalkırıklığına uğratmış olsa da takımın dolayısı ile Kaptanın 1 gün daha fazla dinlenebilecek olması tek tesellimiz oldu.

Neill görünmez kahramandı sanki 0-0 iken o kadar kritik 2 top kestiki müdahele edemeseydi ikisi de büyük ihtimalle %100 gol pozisyonu olacaktı.

Keita yukarıda ve daha önce de defalarca yazdığım gibi Sabri'nin dönüşüyle kendine geldi..bu sadece mental olarak "gözünün arkada kalmaması" olarak açıklanabilir. Gerçi 1-1 den sonra birkaç acaba yaşadı bazı pozisyonlarda gereğinden fazla geriye koştu ama sonuç olarak son yıllardaki en uyumlu kanadı oluşturdukları gerçeğini değiştirmez bu.


Caner'in üzerindeki suçluluk duygusunu atamadığını gözlemledik kenardan,sanki yorgun ve aman bir hata yapmayayım der gibiydi,sonradan tribünün de desteğiyle bunu üzerinden attı.Yalnız 2. yarıda Atletico maçındakinin çok benzeri bir müdahelesi vardı ki Allah'tan rakibe temas etmedi yoksa en az sarı buçukluk bir hareketti.Bu hafta ligde de böyle bir kart görmesi bütün sezonu kaybettirebilirdi o na...


En iyisini en sona sakladım,biraz da utanıp sıkıldığımdan ne yazacığımı bilemedim desem yeridir:]


Dos Santos benim de aralarında bulunduğum bir çok taraftara bu akşam mor forma giydirdi...En azından ten rengi olarak oldukça andırıyorduk eminim.Maçı tam anlamıyla kopartan,isteyen gidişatını değiştiren adam oldu,Keita'nın muhteşem golünü ayrı tutmakla beraber maçtaki spektaküler hareketlerin çoğunun altında imzası olan adamdı.Kondisyonunu gittikçe kazanması en büyük nedeniydi bugünkü performansının kendi payına.

Ama Gio ile ilgili daha güzel ve temiz bir analizi Saru yazacak zaten o yüzden fazla ayrıntılı değinmiyorum bu konuya...

Bugün bu takımın bu kadar varyasyon yapması,basması,etkili ve baskılı olmasının tek nedeni "Futbolu bilmeyen" Rijkaard'ın (Hatta benden önce yanımda Onur farketti durumu)ileriyi 4 lü olarak sürekli pres halinde oynatması,ortada sadece ileri geri yapan Topal-Ayhan'ın kalması ve ilerideki 4lünün Jo hariç sürekli olarak yer değiştirerek hem adam adama savunma yapılabilmesini zorlaştırıp hem de rakip defansı fiziksel olarak ta kafa olarak ta oldukça yormasıydı..En büyük örnek olarak Keita'nın gollerini görebiliriz..


İlk golde sol çaprazdan vurduğu vole,2. golünde ise sağ kanattan göbeğe doğru yaptığı koşu sonucu dönerek vuruşu bu bahsettiğim durumu özetliyor.

Yazı uzun oldu biraz farkındayım okuması zorladıysa kusura bakmayın ama uzun zamandır Takım böylesine iştahla oynayıp skora bu kadar güzel yansıtamamıştı.Bunda Kasımpaşa'nın oyunu kilitlememesinin kapanmayıp futbol oynamaya çalışmasının da rolünü es geçmeyelim.
Ve çok rahat söyleyebilirim ki,bugün karşımızda oynayan takım bana göre bu sene ligde karşılaştığımız en iyi top yapan takımdı.Özellikle ilk yarı deli gibi her topa (Özellikle kaptan muhteşem yaptı bu işi) 4 kişi basmamıza rağmen çok kritik top kayıpları yapmadan topu kalelerinden uzakta tuttular..

Elano,Baros ve Kewell gibi çok önemli 3 eksiğe rağmen bu kadar güzel futbol oynayan takıma ve Son yılların en muhteşem,en eğlenceli performansına imza atan Tribüne teşekkürler..


Not: Dikkat ettiniz mi gene "sen var ya sen" denilen garabet söylendi ve söylendiği süre boyunca takım sürekli olarak atak yedi,geriye yaslandı..Lütfen maçın tekrarını seyrederseniz buna dikkat edin:]



En son edit Bora'ya;
Kısa Marlboro Light:7tl
Kasımpaşa Tribünü bileti 75tl
3 Gel gel Sigarası:4 gol:]]]]]]]]

(Fotoğraflar Galatasaray Resmi Web Sitesinden alıntıdır.)