14 Nisan 2010 Çarşamba

Parayla Saadet..


Yaklaşık 2-3 aydır bir yazı yazmayı planlıyordum transfer politikasıyla ilgili. Eleştiri yapacağım için takımın mağlup olmadığı puan kaybetmediği haftayı seçeyim dedim, sonra adama derler "takım iyi giderken ses çıkarma 2 mağlubiyet alınca hemen eleştir".. Baktım takımın iyi gideceği yok sezonda bitiyor yazayım artık..

Uzun yazılar yazmayı sevmem, geçen sezon Adnan Polat yönetimi Haldun Üstünel ile flash transferlere imza atmaya başladı büyük meblağlarla yabancı transferler yapılmaya başladı gece saat 3lerde 4lerde transfer haberleri yayınlandı resmi siteden çok heycan vericiydi. Peki bu transferler peşi sıra gerçekleşirken gelenler büyük isimlerdi, ya gidenler?

Galatasarayın oyun tarzı nasıldır? Herkes bilir Galatasaray oldum olası hırslı, sürekli basan, pres yapan, hiç durmayan, bitmek bilmeyen enerjiyle oynayan yenik duruma düştüğünde pres yaparken hırsından ağlayan, yenilgiyi kabullenemeyen, takım arkadaşının açığını kapatmak için 2 misli koşan topçular ile aslan gibi kükreyip karşısında hangi takım olursa olsun rakibinin üstüne çöken bir oyun tarzı ile hatırlamaz mıyız Sarı-Kırmızı rengi sahanın heryerinde?

O zamanlar nasıldı takımın yapısı? Mali durum çok kötüydü heryerden kulübe hacizler geliyordu, en çok aklımızda kalan o zamanlardan futbolcular paralarını alamazlardı.. Neden öyle hırsla oynarlardı o zaman o futbolcular paralarını alamadıkları halde?

O Takımda Galatasaraylılar vardı.. Abiler vardı.. Siz kaç takımda maçın 85. dakikasında ağlayarak pres yapan futbolcu gördünüz? Onlar Galatasaraylılardı, Onlar o formayı ve üstündeki armayı taşımanın ne demek olduğunu biliyorlardı onlar için herşey para demek değildi.. Onlar altyapıdan çıkan gençlere harçlık verirlerdi kendi ceplerinden.. onlar bir ailenin içindeki abilerdi.. O zamanlar florya bir evdi onlarda ailenin fertleri..

Şimdi nasıl? Şu kadroda 4 tane Galatasaraylı sayabilir misiniz? Bu takımda gençlere abilik yapacak takımı derleyip toplayacak kaynaştıracak bir abi var mı? Kim yapacak bu abiliği kimin sözünü dinleyecek takımda ki bu gençler?

Eskiden fenerbahçe yapardı büyük transferleri biz az paralarla vasat transferler yaparken, fener alırdı uche okocha ortega anelka gibi yıldızları değerinin 2 katı paralara.. Biz o zamanlar "parayla saadet olmaz söylemiştik azize fenerden bir bok olmaz" diye besteler söylerdik Galatasaray ruhuyla tarih yazarken..

Bazıları var hep ters düşüyoruz, tartışıyoruz onlarla nasıl bir mantıktır bu fenerliler gibi yapılan transferlere seviniyorlar şampiyon olmuşcasına.. Yeni transfere sevinilir, destek verilir ama körü körüne değil..

Hasan Şaş gitti, Elano geldi.. Para geldi, Ruh gitti..

Peki şimdi siz söyleyin..



2 yorum:

Adsız dedi ki...

Olmaz olmayacağı belliydi,gioya bile blogda yazdığım ne işi var yazıları arşivde duruyor hala..kaldı ki o genç ve eğitilebilir birisi.
Önce sidik yarışına girip feneri popülerlikte geçeceğiz diye taraftarlık değerlerini körelttiler,ondan sonra da bu yönetim ve takıma yansıdı..ben bunu düşünüyorum,şimdi bakıyosun taraftar takımın anasını belledi stadın içinde,bi kişi çıkıp yanlış kardeşim demiyor diyemiyor..yani haklı hasız durumunda değilim ben o başka konu orada hem fikir olmayabiliriz.Ama mevzu taraftardan,daha doğrusu taraftarın içindeki bir kadrodan çekiniyor yönetim boyun eğiyor.ve taraftar bunu isteyip isyan ettiği için de yıldız transferi ile göz doldurmaya çalışıyor..şampiyonlu gelmeyince veya bir yıldız gidince yerini daha büyük-pahalı-kağıt üstünde iyi bir yıldızla doldurması mecburiyeti var zannediyor..öyle olunca da her gelen bi öncekinden daha çok para alıyor,bizim yüreğimizi daha fazla yaralıyor...

Spree dedi ki...

hasan şaş: "aziz yıldırım beni 5 kez istedi. eğer sonumun böyle olacağını bilseydim fenerbahçe'ye giderdim".

keşke gitseydin.